Bilgi çoğalacak ve mübtezel kalabalığın toynakları altında ezilecek... Edmund Burke’un veciz sözünde ölümsüzleşen bu ifadeler bugün fazlasıyla gerçeğe dönüşmüştür. Bilginin büyümesi, bilgi kirliliği ve sosyal medya bataklığı!.. Her ile bir üniversite politikası ile sayıları artan devlet üniversiteleri... Çoğaltılan kontenjanlar ve artan öğrenci sayıları... Akademik kapitalizm ve ticarethaneye dönüşen üniversiteler... Sırf para kazanmak için açılan bölümler, programlar... Değersizleşen bir yükseköğretim... Uzun, gereksiz ve ezberci bir yükseköğretim sistemi... Gerçek dünyada hiçbir karşılığı olmayan teorik ve soyut bilgiler... Geç de olsa farkına varılan acı gerçekler: harcanan para, emek, heba olan yıllar... “Boşuna mı okuduk!..” isyanları ve diplomalı işsizlik... 4 yıllık kalitesiz yüksek tahsil yetmiyormuş gibi tezli, tezsiz, uzaktan yüksek lisans adları altında ailelerin paralarını, gençlerin ise iki yılını daha çalan bir kandırmaca!..
Doktora ayaklar altında!... Bakıyorsunuz, üniversiteye adımını atan her öğretim elemanı doçent, daha sonra da profesör olmuş; ve sonrasında ununu elemiş, eleğini duvara asmış... Sittinsene profesörlük!...
Akademik enflasyon ve bunun sonucunda ortaya çıkan değersizleşme... Diplomalar, dereceler, unvanlar yerlerde sürünüyor. Akademik itibar ve saygınlık yerle bir edilmiş...
Akademisyenlerin yaşadığı “akademik habitus”un kapısından içeriye bir adım atınız!.. Ecce Homo Academicus!... Akademik vasatlığın, kalitesizliğin ve ahlaksızlığın hâkim olduğu akademik medokrasi’ye hoş geldiniz!..
