Sanatın gerekliliğinin farkına varılması Antik Yunan ve Roma’ya kadar inen bir süreci içine almasına karşı, sanat eğitiminin verilmesi ilk olarak Rönesans Dönemi’nde gerçekleşmiştir. Fakat bu ilk sanat eğitimi uygulamalarında herhangi bir öğretim programının varlığından söz etmek mümkün değildir. Bu durumun gerçekleşmesi için sanat eğitiminin kurumsal bir kimlik kazandığı 18. yüzyılın sonu ve 19. yüzyılın ilk yarısı arasındaki dönemin beklenmesi gerekecektir. Bu döneme kadar sadece akademilerde verilmekte olan sanat eğitiminin yanı sıra büyük ölçüde Sanayi Devrimi’nin etkisi ile birlikte değişen toplumsal ihtiyaçlar doğrultusunda artık devlet okullarında da verilen bir sanat eğitimi ile karşılaşmaktayız. Elinizdeki kitap, eğitim fakültelerinin resim-iş öğretmenliği ana bilim dallarında, güzel sanatlar ve sanat tasarım fakültelerinde lisans düzeyinde okutulmakta olan sanat tarihi ve sanat eğitimi tarihi derslerine ayrıca lisansüstü düzeyde sanat eğitimine ilişkin derslere doğrudan veya dolaylı olarak katkı sağlaması ümit edilerek hazırlanmıştır. Kitabın birinci bölümünde akademik düzeydeki sanat eğitiminin gelişim süreçlerini ve bu süreçlere etki eden dönemin sosyal, ekonomik ve kültürel özelliklerine değinilmiştir. Ayrıca akademik sanat eğitiminin oluşumuna etki eden Rönesans ve onun dayandığı antik kurallar ve bu kuralların günümüze gelene kadar olan süreçleri de ele alınmıştır. İkinci ve üçüncü bölümlerde ise bu kurallara dayanan akademik sanat eğitimi ile ilk karşılaştığımız dönem olan 19. yüzyılda Avrupa’da sanat eğitimi veren sanatçılar ve sanat akademileri hakkında bilgiler verilmiş, buralarda eğitim alan sanatçılarımızın resim anlayışlarına etkileri incelenmeye çalışılmıştır. Bu anlayış çerçevesinde kitapta üzerinde durulan esas konu, Avrupa sanat akademilerinin ‘Çağdaş Türk Plastik Sanatları’nın gelişimi ve ülkemizdeki akademik sanat eğitiminin oluşmasındaki rolleridir.
