Sosyoloji zor zamanlar geçiriyor. Sadece ülkemizde değil, başka yerlerde de kredisinin çoğunu tüketti. Sosyolojinin entelektüel ve siyasal borsadaki bu düşünün sorumlusu, önemli oranda bizzat sosyologların kendileridir. Sözgelimi profesyonel ve akademik sosyoloji, gerçeklikte olduğundan ve olabileceğinden daha fazla bilimsel davranmaktadır. Mümkün olmadığı gibi, gerekli de olmadığı halde sosyologların çoğu, araştırma tekniklerini tam ve kesinmişçesine sunarak doğa bilimlerini maymunca taklit etmektedir. Sık sık belirsiz soyutlamalardan oluşan teoriler kurgulamakla kalmayıp, gerçeklik hakkında sağduyulu her insanın kendi çabasıyla düşüncebildiği şeyleri zor kelimelerle ifade etmektedirler. Diyebiliriz ki bu kitap, müthiş bir hiyetin ürünüdür. Her ne kadar akademik sosyolojinin pek çok güzel kavramlarını, teorilerini ve bulgularını (özellilkle sosyolojik gelenekte "klasikler"e başvuru yapılacaktır) ve akraba sosyol bilimlerin (özellikle psikoloji, antropoloji ve tarih bilimi) kavramlarını cesurca kullanıyorsa da geleneksel anlamda bir sosyoloji el kitabı olma maksadı gütmümüktedir. Bu giriş kitabının temel amacı, bundan çok ötededir: Çok titizce seçilmiş kavramlar ve teoriler yardımıyla okuyucuya sosyolojik bir gözlük takmayı amaçlamaktadır. Böylece 'toplum' adını verdiğimiz dikkate değer oyun daha iyi seyredilebilecek ve umarım daha iyi anlaşılacaktır. Bu amazla kitabın çeşitli bölümlarinde, paragraflarında ve alt paragraflarında sistemli ve ümit ederim ki, daha açık bir teori geliştirilecektir.
