Bünyesinde tarihinden bugüne kadar birçok zafer ve parlak sayfa barındıran milletimiz ve yurdumuz günümüzde de bulunduğumuz coğrafya açısından oldukça önemli bir konuma sahiptir... Bu cennet vatanın dâhili ve harici düşmanları hiçbir zaman eksik olmamıştır. Bilhassa içerideki işbirlikçi hainler mütemadiyen başımızı ağrıtmaya devam etmiştir... Gerek ferasetli yöneticilerimiz, gerekse sağduyulu halkımız her türlü entrikayı zamanında fark etmiş ve bu hainlere gereken cevabı vermiştir...
Kırk küsur yıl kadar bir süre zarfında kamufle olarak, sıklıkla ve genellikle dini argümanları kullanmak suretiyle birçok vatandaşa ulaşmayı başarmış, mensuplarını en kritik noktalara yerleştirerek tabiri caizse köşe başlarını tutmuş FETÖ örgütünün 15 Temmuz 2016 darbe girişimiyle yüz yüze geldik... Gece saat 03.00 gibi planlanan darbe daha erken saatlerde deşifre olunca. Cumhurbaşkanımız R. Tayyıp Erdoğan'ın de halkı sokaklara, meydanlara çağırmasıyla birlikte, tankların önüne yatan ve savaş uçaklarından atılan mermilere bile göğüs gererek, sinsice kurgulanan hain darbeyi durdurmayı başaran bir millet olarak yeniden tarihe kayıt düşmüş olduk...
Millî, din ve millete ait, milletle alakalı ve millete mensup gibi anlamlara gelirken millet kelimesi de din, dil ve tarih beraberliği bulunan insan topluluğu ya da aynı dinden olanların hepsi manasına gelir. Biz kitabımıza "Millî Şuur Şiirleri" adını verirken sadece meseleye kendi ülkemizin sınırları açısından bakmadığımızdan işin içine bütün dindaşlarımızı da katarak değerlendirmede bulunduk. Bir vücudun organları gibi olan biz Müslümanların derdi de, sevinci de ortaktır...
