Bu kitabı, toplumda yaygın olan homofobiyi yumuşatabilmek ve insanların eş cinsellere daha normal yaklaşabilmesini sağlamak amacıyla yazdım.
Genç bir erkeğin, çocukluğundan itibaren kendinde gözlemlediği farklılıkları yorumlama çabalarını, kendini keşfetmeye uğraşırken toplum baskısı sonucu aykırı görünmemek için sürüklendiği yanlış yolları ve sonuçlarını, doğası ile mücadele ederken çektiği sıkıntıları bir roman konusu içinde anlatmaya çalıştım. Bütün bu sıkıntıların sebebi toplumun ön yargılarıdır. Bir sürü hayat bu nedenle ziyan olmakta.
Eş cinsellere karşı toplumumuzda görülen en iyi niyetli yaklaşım, bir engelliye gösterilen tavırla aynıdır. Merhamet ve yardımcı olmaya çalışmak… Oysa eş cinsellik, bir engellilik hali değildir. Bir tercih de değildir. LGBT kısaltması (lezbiyen, gey, biseksüel, transseksüel) farklı cinsel yönelimlerle yaratılmış olan bireyleri içerir. Hepsi normal bireylerdir ve onlara karşı sadece horgörü ve nefret değil acıma hissetmek veya farklılıklarından dolayı sevimli bulup espri yapmak bile ayrımcılıktır. Tüm bunlar “homofobi” tanımı içindedir.
Ben bütün insanların ırk, dil, din ve cinsel kimlikleri yüzünden hiçbir ayrımcılığa uğramadığı; böyle bir endişe taşımadan, hiçbir baskı hissetmeden hayatlarını özgürce yaşadığı bir dünya hayal ediyorum.
Handan Topçuoğlu
Bu kitap, Handan Topçuoğlu’nun “Akşamlar Kömür Kokardı”, “Yürekleri Yıkamak” ve “ Ayçiçek Abla”dan sonra dördüncü kitabıdır. Yazar daha evvelki iki romanında da sürükleyici bir roman kurgusu içinde ve akıcı bir dille, toplumun ön yargılı baktığı kürtaj ve Ermeni meselesi gibi konulara değinmiş, açıklık getirmeye çalışmıştır. Ayçiçek Abla ise bir anı/hikâye kitabıdır.
