Yönetim konusunda bilimsel çalışmalar yakın tarihlere dayanmasına karşın, yukarıda anlatılan örnekler gibi insanların toplu olarak yaşamaya başlamalarından itibaren incelenmiştir. Anlaşılıyor ki, yönetim uygulamaları toplumsal yaşam kadar eskidir. İnsanlar biyolojik ve psikolojik sınırlarından dolayı, sürekli başkalarının katkı ve yardımlarına ihtiyaç duyduklarından toplu halde yaşarlar. İnsanların çeşitli gereksinimleri olduğundan örgütler kurmuş, gereksinimlerinin çeşitliliği, sürekli değişim içinde oluşu örgütlerin de sürekli gelişimini gerektirmiştir. Farklı alanlarda yapılan faaliyetlerin istenen amaçlara göre en iyi şekilde yöneltilmesi “yönetim” kavramını ortaya çıkarmıştır. Günümüzde yönetim evrensel bir kavram olmuştur. Bu nedenle konusu insan olan her türlü yönetsel çalışma farklı yaklaşımlara inceleme konusu olmuştur. Yönetimden bahsetmek için birden fazla insanın belli bir amaç doğrultusunda iş birliği ve dayanışma ile bir araya gelmesi gerekir. Bir araya gelen insanların amaçlarına ulaşabilmeleri için çalışmalarını birleştirmeleri ve uyum içinde sürdürmeleri gerekmektir. Bu sebeple yaptıkları çalışmalar koordinasyon içinde olmalıdır. Ancak insanların kendi kendilerine uyum içinde çalışmaları pek kolay değildir. Bunun içinde onları neleri, nasıl, ne zaman yapıp yapmayacaklarını yönlendirecek yetki gereklidir.
Bu da aralarında hiyerarşiyi ortaya çıkaracaktır. Bir kısmı yönetilen bir kısmı yönetici olacaktır. Bu da aynı örgüt içerisindeki insanlar arasında sosyal farklılaşmaları doğuracaktır. Tüm bunlar tarih boyunca çeşitli bilim adamlarınca araştırma konusu olmuş ve her biri birey, grup, örgüt, örgüt içi davranışlar gibi öğeleri ayrı ayrı ya da karmaşık olarak ele almışlar ve yönetim bilimi çok farklı evrelerden geçmiştir.
