“Her şey biter, yiter, kaybolur. Hayatın aynası körpecik fidanlar, yemyeşil yapraklar, devasa ağaçlar mevsim dönünce devrilir düşer, toprağa karışır, un ufak olur, toprak olur. Ölmez sandığın nice yaşamlar ölür gider de kalp unutur mu? Aşk ölmez ki, kalp kurumadıysa.”
Aşk Ölmez; ölümün, bitimin kaçınılmaz olduğu dünyada bitmeyen, tükenmeyen yaşamları ve duyguları resmeden on iki hikâye anlatıyor duymak ve düşünmek isteyene. Hırsına yenilip toprağı, ağacı yok eden insanın unuttuğu ama doğanın unutmadığı âhlar; hayatındaki bir kişinin eksilmesiyle boş kalan yeri doldurmaya çalışanlar; sevdiği birine son kez kavuşmak üzere kaderin kendisine çizdiği şeritte seyrederken hayatının en büyük dersini rüyasından alanlar; Vivaldi’nin sesini İstiklal’deki kuşlara dinletmeye niyetli bir gezgin kemancı; bir vadide tutsak olan kelebeklerin büyülü masalı; duyduklarına inanan, inandığıyla kendine hayat çizenlerin bilmez mutluluğuna karşı bilenlerin mutsuzluğu; hesap defterini solundan alanların imtihanı… Her hikâye, hayat ve ölümle iç içe bir masal. Çağlayanın denize kavuşması gibi kâğıda kavuşan bu öyküler yolunuzu her seferinde tanıdık bir geçmiş âna çıkaracak.
Mürşid romanıyla edebiyat severlerin beğenisini kazanan Hasan Reyhanoğlu’nun yeni kitabı Aşk Ölmez, ölümün ve doğumun, bitimin ve başlangıcın iç içe olduğu on iki hikâyeyle masal gibi bir yolculuğa çıkarıyor yine okuru. Zengin dünyası, şiirsel dili ve güçlü anlatımıyla iz bırakacak hikâyeler, gözden kaçırdığımız gerçekleri anımsayıp fark etmeden üstünü örttüğümüz duyguları anlamamıza neden olacak.
