Tarih birikimi, coğrafya (mekân) hakimiyeti ve insanî değerleri değerlendirme yeteneği olunca ortaya güzel bir eser çıkmış. Bilgiden yola çıkılmış, ama hikmet de yoldaş olmuş, öğrettiği kadar da düşündürmüş... En önemlisi de eskimeyen ve değerini kaybetmeyen yazılar...

- Prof. Dr. A. Haluk Dursun

Bilişsel olarak öleceğini bilen tek canlı olduğu söylenmesine rağmen, hiç ölmeyecekmiş gibi dünyayı sarmak, kucaklamak, bırakmamak isteği niye? Herkes aklını kaçırmış olabilir mi gerçekten? İnsan; kentler, ülkeler, medeniyetler kuruyor, buna uygarlık adını veriyor, yasa üretiyor, düzen kuruyor ve düzene uymayanlara kendince adalet uygulayıp ceza veriyor. Zaman zaman da kendi kurduğu düzen ayaklarına takılıyor. Öyle ki, kurduğu düzenin oyuncağı haline bile gelebiliyor. Bu büyük tartışmanın aydınlanması lazım, Serdar Bey de tüm bu konularda kibriti çakıyor. Büyük bir entelektüel olarak tanımladığım sevgili Serdar Hüseyin Yıldırım da “Eskimeyen 40 Makale”de çok farklı paradigmalardan insanı, yaşamı, teknolojiyi, kültürü anlatıyor. Zamanınıza gerçekten değecek bir kitap arıyorsanız gönül ferahlığı ile diyorum…

- Prof.Dr. Uğur Batı, Akademisyen Yazar

“Çok gezen mi bilir çok okuyan mı?” sorusu hep sorula gelmiştir. Bu sualin muhatapları genelde tercihte zorlanırlar. Elinizdeki kitabın yazarı söz konusu olduğunda bu suali cevaplandırmak hiç de zor değildir. Zira o hem çok gezer hem çok okur. Dolayısıyla onun bu iki önemli vasfını tefekkürle, tefekkürü estetikle süslemesini bilen entelektüel yapısı, eserini okuyanlarda o derinliği sağlayıp farklı dünyalara kapı açacağı muhakkaktır.

-Doç. Dr. A. Hikmet Atan