Toplumlar bireylerden oluşur fakat benleri biz yapan ortak hissiyat kitleleri kolektif bir bireye dönüştürür. Bu kitle içinde bireysel iradeler; ortak fikir ve hissiyatın çevrelediği bir potada erimekte ve aynı maksada yönelmektedir. Böylece kurgulu ya da kendiliğinden oluşmuş geçici fakat kolektif bir ruh hali oluşturulmaktadır. Kitlenin geçici bir birlikteliğe ve heterojen bir yapıya sahip olması onun çabuk dağılma riskini ortaya çıkarmaktadır. Bu nedenle sürekli kolektif yemeğin harını arttırıcı, malzemeyi birlikte tutucu saikleri sıcak tutmak, ortak hedefleri tekrarlamak ve aynı anda tüm kitleye ulaşmak da gereklidir.
Dünya tarihine bakıldığında istenilen hedeflere ulaşmak için çok üzücü, kan ve gözyaşıyla yoğrulmuş büyük ya da küçük kitle eylemleri göze çarpar. Bu kitlesel eylemlerin amaçları, sebebi; siyasi, sosyal veya ekonomik kaynaklı olsa da sonucu belirleyen, ortak faydadan en büyük payı alan, yönlendirerek yönetebilme kabiliyetine ve araçlarına sahip olanlardır. Geçmişte olduğu gibi günümüzde de toplumsal eylemlerin başarısında en önemli araç medyadır.
Geleneksel medya geçmiş toplumsal hareketlerin başat unsuru idi. Toplumsal algıyı yönetmek için kurumsal yapıya sahip ve profesyonel çalışanlardan oluşmuş kitlesel medya araçlarına ihtiyaç vardı. Geçmiş toplumsal hareketler için o dönemin şartlarına uygun kitleyi etkisi altına alarak bireyi yöneten yani kitle odaklı, ortalama bireye yönelik ve buna uygun üretim yapan medyalar olmazsa olmaz bir şarttı.
Bugün konsept değişti. Artık yeni medya sisteminde tikelden tümele giden bir medya etkisinden bahsediyoruz. Birey, temel hedef. Toplumu oluşturan her bir birey önemli ve bireysel algıyı yönlendirerek toplumu yönetmek bu yeni medya anlayışının hedefi. Biz, etkileşimli, zaman ve mekân sınırı olmayan bu medyaya; yeni medya diyoruz.
“Toplumsal Hareketler ve Medya” isimli bu kitap, genelde “medya” özelde ise “yeni medya” diye adlandırılan mecranın bize sunduğu bugünün bakış açısını, toplumsal hareketlerdeki yeri, önemi ve etkisini anlamamızda büyük katkı sağlayacaktır. Büyük zihinsel emek harcayarak kitabın hazırlanmasında katkı sunan tüm akademisyenlere şükranlarımı sunarım.
