İslam, insanlığın tarihsel yürüyüşünde Âdem (a.s) ile başlayan, İbrahim (a.s), Musa (a.s) ve İsa (a.s) ile devam ederek Muhammed (a.s) ile kemale eren son “İnsanlık Hareketidir.” Bu anlamda İslam, insanın, insan olma davasıdır. Yeryüzünün tüm Nemrutlarına başkaldıran İbrahim’in, Firavunlara meydan okuyan Musa’nın, paganizme savaş açan İsa’nın, diri diri toprağa gömülen çocukların hesabını soran Muhammed’in (a.s) ve onların takipçisi olanların davasıdır.
Bu dava, bir insanlık hareketi, tevhid, adalet, özgürlük, merhamet ve kardeşlik hareketidir. Tarihin tüm zalimlerinin, pagan/putperest Romalıların ve mirasçıları Batı Haçlı emperyalizminin, onların gayri meşru çocuğu ABD melez saldırganlarının, İngiliz Yahudi koalisyonu Siyonist çetelerinin, şikeli dindaşları Rus Emperyalistlerinin, velhasıl tüm zalimlerin zulümlerinin karşısında duran bir harekettir.
Bu dava ve hareket insanlıkla yaşıttır. Zalimler istemese de bu devasa insanlık hareketi yürüyüşüne devam ederek Allah’ın takdir ettiği sonuna (yevmü’l kıyame) doğru onurlu, izzetli ve şerefli yürüyüşüne devam edecektir. Bu davanın onurlu insanları, çocuklarının ateş çukurlarına atılarak yakılmasına, diri diri toprağa gömülmesine, büyük denizlerde cesetlerinin yüzmesine rağmen bu davaya sahip çıkacak ve tüm küresel kuşatma ve yok etme operasyonlarını alaşağı edecektir.
Bu dava, Sultan Alparslan’ın, Kılıçarslan’ın, Selahattin Eyyubi’nin şahsında tüm kuşatmaları yaracak potansiyele ve imana sahip bir davadır. Eyyubi, Selçuklu, Osmanlı ve Endülüs mirasıyla
