Merhaba sevgili okur;
Baba dosya konulu otuz yedinci sayımızla karşınızdayız.
Baba kelimesi ağızdan çıkıp kulakla duyulduğu o an içerisinde hissi anlamda birçok duyguyu aynı anda yaşatan, kimi gözlerde yaş, kimi kalplerde özlem kimi hayatlarda güç olgusunu barındıran bir kavramı karşılamaktadır. Özellikle Türk kültür ve aile yapısında önemli bir figür olan “Baba” evin direği gibi net tanımlarla ifade edilmektedir.
Bizler bu ayki dosyamızda sizlere “Baba” çağrışımının olgunlaştırdığı konular ve şahıslar üzerinden çalışmalar hazırladık. Öncü, lider, örnek gibi sıfatları da temsil eden baba, bu kalıplar içerisinde hitaba, lakaba ve soyut olduğu kadar somut da birçok tanıma ev sahipliği yapmaktadır. Özellikle arabesk müzik kültüründe zirvede bulunan sanatçılarımıza yakıştırdığımız bu sıfat ülkemizin farklı bölgelerinde özellikle Adana ve Mersin gibi illerde dillere pelesenk edilmiş ve kimi zaman kanka, kimi zaman ağabey kimi zaman da üstat anlamında sıkça kullanılır.
Dini inanışlar ve ritüeller içerisinde de kendine yer bulan kavram, tarikatlar içerisinde üst akıl olarak tabir edilen kişileri de temsilen kullanılmıştır. Bu sebeple, kültürümüzde önemli bir yere sahip olan, türbelerdeki zatların birçoğunun baba şekliyle anılması alışılagelmiş bir durumdur.
Son olarak da gelelim “Baba” kelimesinin bizlerde çağrışım oluşturduğu münasip şahıslara; Edward Said, Hakkı Yeten, Hulusi Kentmen, İsmail Hakkı Tonguç, Müslüm Gürses, Ferdi Tayfur, Orhan Gencebay ve dergimizin bu ayki ters köşesi Bergen.
Keyifli okumalar.
