Batı sanatında on dokuzuncu yüzyılın sonu ve yirminci yüzyılın başını kapsayan dönemde yapılan sanatsal üretimi ifade ederken genel başlık olarak kullanılan “Modern Sanat”, ayrıntılı bir üslup, teknik ve yorum çeşitliliği barındırıyor. Sanatta modernizmden bahsedildiğinde öne çıkan İzlenimcilik, yalnızca akademik sanat anlayışınsa başkaldırıyı değil, sanatçıların gerçekliği, dünyayı, yaşamı ve sanatı algılayışlarındaki radikal değişimi de simgeliyor. Söz konusu değişim, Batı sanatının seyrini kökten değiştiren, geleneksel estetik anlayışına yeni bir yorum getiren bir sürecin başlangıcına işaret ediyor. Özellikle yirminci yüzyılın başında dünya genelinde öne çıkan ideolojik, düşünsel, ekonomik dönüşüm, güç dengelerini değiştirirken kültür-sanat dünyasında da tek merkezli bakış açısını ortadan kaldıran gelişmelerin günümüze ulaşan yansımaları “çağdaş Batı sanatı”nın ufkunu her geçen gün daha da genişletiyor.
Sanat tarihçisi ve akademisyen Nilüfer Öndin’in yazdığı Modern Sanat, sanatta modernizmin gelişim sürecini her yönüyle ve neden-sonuç ilişkisi kurarak ele alıyor. Okura sanat tarihsel düzlemde takip edebileceği bir rota sunan Öndin, yirminci yüzyılın başında yaşanan “üslup ve teknik patlaması” içinde yolunu kaybetmeksizin ilerlemesini ve böylece geçen süreci sade, bütüncül, anlaşılır, bilgi dolu bir çerçeve içinde değerlendirebilmesini sağlıyor.
Modern Sanat, estetik yargı kriterlerinin değişiminden iki dünya savaşının “gerçekliği” nasıl dönüştürdüğüne, imparatorluk düzeninin yerini alan yeni siyasi rejimlerin toplumsal yaşamı, bireylerin fikri dünyasını ve belleğini nasıl etkilediğine, sanayi devriminin etkilerinden biri olarak gündeme gelen kapitalizmin üretim üzerindeki yansımalarına da değiniyor. Okurun zihninde sosyolojik, tarihsel, ekonomik ve düşünsel altyapısıyla sağlam bir “Modern Sanat” fikri geliştirmesine yardımcı oluyor.
