68 Kuşağı ve bu kuşağın sembol ismi Deniz Gezmiş üzerine pek çok kitap yazıldı. Bu kitap bolluğu içinde ben romana pek rastlamadım. Turgut Türksoy, yaşamları destanlaşmış bu yiğit kuşağın idam sehpasında biten acıklı öyküsünü, bir romana, hem de incelikleri olan bir romana dönüştürme başarısını göstermiş. Çok farklı mekânlar içinde geçen karmaşık olaylar, kavgalar, çatışmalar, uzun tartışmalar, belgeler; hepsi yerli yerinde, bir romanda olması gereken ayrıntılarla desteklenerek yalın bir senaryo gibi akıp gidiyor.
Turgut Tüksoy, sıradan bir kahraman, yoksul bir halk çocuğu olan Binali'nin öyküsünü, 68 Kuşağı'nın önde gelen kahramanlarının öyküsüyle birleştirirken, romancı yaratıcılığını, bir romancıdan beklediğimiz düş gücünü ustalıkla gösteriyor. Deniz'lerin nasıl ölümsüzleştiğini, sıradan, yoksul bir halk çocuğunun öyküsünü de romana katarak, başarıyla sezdiriyor bize.
Deniz, kuşkusuz ilginç bir militan, örneği az görülen bir savaşçı. "Atei Edin!" derken bile, "öldürmeyin!" demeyi unutmuyor. Tek bir cana kıymadığı halde, haksız yere idam sehpasında buldu kendini. Son nefesine kadar cellatlarını sevindirmemeye özen gösterdi. Hem kavgacı, hem duyarlı bir genç, bunlar romanda onun portresine başarıyla yerleştiriliyor.
Bu kuşağın silahlanmaya nasıl itildiği anlaşılmadan, masumiyetleri de anlaşılamaz. Turgut Türksoy bu açıdan da gereken dikkati gösteriyor.
Deniz: Güneşin Çocukları Sadece bir roman değil, yakın tarihimizin en karanlık, en karmaşık labirentlerine yapılan nefes kesici bir yolculuktur. Bir avuç inanmış gencin, dünyanın en büyük saldırgan ve acımasız gücüne karşı başlattığı ölümüne direnişin destanıdır.
-Kemal Ateş-
